‘Mavi Vatan’da egemenliğin 98. yılı

Kabotajın sözcük anlamının “bir ülkenin kıyıları boyunca, iskele ve limanları arasında gemi işletme işi” olduğunu belirten Serdar, “Osmanlı Devleti, kapitülasyonlar, Düyunu Umumiye uygulamaları nedeniyle kabotaj ve ilgili meslekleri yapma hakkını yabancılara devretmiştir. 1. Dünya Savaşı öncesi deniz ulaşımının yaklaşık yüzde 90’ını yabancı bandıralı gemiler sağlıyordu” dedi. Serdar, İttihat ve Terakki hükümetinin, savaş nedeniyle kapitülasyonları kaldırmaya yönelik adımlar atsa da başarılı olamadıklarını söyledi.

Serdar, “Kurtuluş mücadelesi sonrası Lozan’da kapitülasyonlara son verildi. 1 Temmuz 1926’da yürürlüğe giren Kabotaj Kanunu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin akarsuları, gölleri, Marmara Denizi ve boğazlar ile tüm karasuları içinde, limanları ve sahilleri arasında her türlü yük ve yolcu taşınması ile kılavuzluk ve römorkaj hizmetini Türk vatandaşlarına ve Türk bayrağı taşıyan gemilere bırakıyordu” dedi.

ATATÜRK’ÜN VERDİĞİ ÖNEM

Mustafa Kemal Atatürk’ün bu konuyu ekonomik bağımsızlık kapsamında çok önemsediğine dikkat çeken Serdar şöyle konuştu: “Sonuçta tüm dünyaya ilan ettiğimiz kabotaj hakkı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı kayıtlarına göre kıyı uzunluğu 8.592 kilometreyi bulan ve üç yanı denizlerle çevrili ülkemizde Türk denizciliğinin gelişmesi ve ekonomik bağımsızlığın kazanılması yönünde atılan ilk stratejik adımdı. Ulu önder konuya verdiği önemi, ‘Bu olayı övünerek anmak isterim. Bu olay, yüzyıllarca süren engellere karşı ancak milli yönetimin elde edebildiği başarılardandır’ sözleriyle özetlemişti. Çünkü 1 Temmuz 1926 tarihi, ‘Mavi Vatan’ anlayışının denizlerimizde doğduğu gündü.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir