“`html
ABD’li Özel Elçi Thomas Barrack Türkiye’de Kritik Değerlendirmelerde Bulundu
Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçisi ile ABD’nin Suriye Özel Elçisi Thomas Barrack, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Yabancı Basın Merkezi’nde önemli açıklamalarda bulundu. Barrack, Başkan Donald Trump’ın Orta Doğu ile ilgili vizyonunu değerlendirerek, İsrail-Filistin sorunu, Suriye’deki Al Şaraa yönetimi ile olan ilişkiler, SDG’nin geleceği, PKK’nın silah bırakması gibi konulara değindi.
Barrack’ın Türk basın mensuplarının sorularına yönelik verdiği yanıtlar, Türk medyasında geniş yankı buldu. New York’taki toplantıda öne çıkan başlıkları, okurlarımız için derledik.
Barrack, PKK’nın silah bırakma süreci, CATSAA yaptırımları, Türkiye’nin siyasi tarihindeki darbeler, Suriye’nin geleceği ve ABD’nin bölgedeki kalkınma hedeflerine dair ayrıntılı bir şekilde bilgi verdi.
Barrack’ın konuşmasının başlangıcı, “Bu ülkelerin tarihi boyunca, barış ve refaha ulaşmaları için yanlarında olmadık.” şeklindeydi.
Barrack, “Başkan tarafından belirlenen ülkeler, çevrelerinde eşit ve zıt etkiler yaratma potansiyeline sahip” ifadesini kullandı.
BARRACK: “AMACIMIZ ULUS İNŞA ETMEK DEĞİL”
“Gerçekten bizim amacımız ne?” diye soran Barrack, şunları ekledi: “Bizim görevimiz ulus inşası değil. İnsani haklar önemli, ancak burada bulunma sebebimiz bu değil! Başlangıcımız, DEAŞ’a karşı bir duruş sergilemekti. Varlığımız, yerel halkın kimlik bulma süreçlerine yardımcı olma amacına dayalıydı.”
“GÖRÜŞÜM BAŞKAN’IN VİZYONUNDAN AYRI”
“Vizyonumu Başkan’ınkinden ayırmak istiyorum. Başkan Trump cesur bir liderdi ve onun Suriye vizyonu, bu ülkeye yeni bir şans tanımayı öngörüyordu.” diyen Barrack, 1919’dan bu yana Batı’nın müdahalelerinin olumsuz sonuçlar doğurduğunu vurguladı.
Barrack, “Ben bunu yapmak istemiyorum” diyerek, Sykes-Picot Anlaşması sürecinin felaket sonuçlarına dikkat çekti.
“SURİYE BİR DENEYDİR, EL-ŞARAA REJİMİ PLAN A”
“Hiçbirimiz, Aralık’ta El-Şaraa rejiminin Şam’a yükselebileceğini beklemiyorduk.” ifadelerini kullanan Barrack, sürecin yavaş bir hükümet geçişi ile ilgili olduğunu söyledi.
“Başkan Trump’ın 13 Mayıs’taki yaptırım kaldırma kararının mesajı, El-Şaraa yönetimine bir şans tanımaktı.” diye ekleyen Barrack, sürecin katı kurallara bağlı olmadığını ancak ciddi gelişmeler durumunda yaptırımların yeniden uygulanabileceğini belirtti.
Barrack, Suriye’deki karmaşık durumu bir deney alanı olarak tanımladı. “Acaba yeni bir yön oluşturulabilir mi? Bu bir risk, ama henüz başındayız.” dedi.
“SURİYE’YE YAPTIRIMLAR İSRAİL İLE NORMALLEŞMEYE BAĞLI”
Barrack, Suriye ile İsrail arasındaki diyaloğun önemine değinerek, “Suriye ile İsrail arasında normalleşme sağlanabilir mi?” sorusunun gündeme geldiğini vurguladı.
Bu normalleşme, Lübnan, Ürdün, Irak ve Türkiye ile de ilişkileri etkileyeceği belirten Barrack, El-Şaraa’nın İsrail ile dostluk kurmaya açık olduğunu ifade etti.
Başkan Trump’ın İran’a verdiği destekle birlikte bölgedeki fırsatlar hakkında umutlu olduklarını belirten Barrack, ülkelerin kendilerinin yeni bir yaşam ve yapı belirleme seçiminde özgür olduklarını vurguladı.
Barrack, BM yaptırımlarının tamamen ortadan kaldırılmadığını hatırlatarak, “Amerika Birleşik Devletleri Başkanı bu yaptırımları tek taraflı olarak kaldırdı. Ancak bu durum, tüm yaptırımların sona erdiği anlamına gelmiyor.” şeklinde konuştu.
“25 BİN YABANCI SAVAŞÇI VE AZINLIKLARIN HAKLARI”
“BM’nin farklı bir terör örgütü tanımlama sistemi var ve bazı ülkeler, özellikle azınlıkların nasıl muamele gördüğüne dair daha fazla ilerleme görmek istiyorlar.” diyen Barrack, yabancı savaşçıların durumunu da gündeme getirdi.
Yüzlerce yıllık tarihsel süreç içinde birçok etnik yapıdan gelen toplulukların kendilerini ifade etme talepleri olduğuna dikkat çekti. Ancak Suriye Hükümeti’nin, “tek ülke, tek millet” anlayışında ısrarcı olduğunu kaydetti.
“SDG’NİN GELECEĞİ VE PKK KONUSU”
CNN Türk Amerika temsilcisi Yunus Paksoy’un sorusu üzerine, Barrack, “SDF ile ilgili düşüncelerim oldukça hassas. Bu durum başkalarının yetkisi dahilinde değil.” dedi.
Barrack, PKK’nın silah bırakma sürecini olumlu bulduğunu, ancak SDF’nin ilişkilerinin karmaşık olduğunu ifade etti.
“SDF’nin kendi bağımsızlık talepleri olamaz. Asıl hedef Suriye hükümeti ile entegrasyon sağlamaktır.” açıklamasını yaptı Barrack. Bunun yanı sıra, Ortadoğu’da bir çözüm önerisi sunduğunu da sözlerine ekledi.
“TÜRKİYE’NİN ROLÜ ÖNEMLİ”
Barrack, Türkiye’nin önemli bir arabulucu rolü üstlendiğini belirterek, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türk Hükümetinin Amerika adına diyalog zemini kurma çabalarının öne çıktığını vurguladı.
Türkiye’nin, Ukrayna ve Gazze konularındaki katkıları nedeniyle gururlu olduğunu ifade eden Barrack, bu ülkenin bölgedeki rolünün gerekliliğine dikkat çekti.
“KÜRESEL STRATEJİLER VE NÜFUS KARŞILAŞTIRMASI”
Barrack, Türkiye’nin stratejik önemi ve coğrafi konumundan bahsederek, “Türkiye, Asya ile Avrupa arasında bir köprü ve ticaretin kalbidir.” vurgusunu yaptı.
Büyükelçi, 2 milyar Müslüman ile 2 milyon Yahudi arasında bir denge olduğuna dikkat çekti ve savaşların ekonomik çıkarlar uğruna sürdüğünü, bu durumu sorguladı.
Barrack, siyasi çıkarlar ve toplumsal dinamikler üzerinde durarak, “Kimin bu global söylemi şekillendirdiğini sorgulamalıyız” dedi. Ayrıca, askeri harcamaların boyutlarına dikkat çekerek, “Gerçekten bu harcamaların sona ermesini isteyen var mı?” şeklinde bir soru yöneltti.
“`