24 Şubat 2025

Urfa Haber Sitesi

Eğitim, Sağlık, Ekonomi, Teknoloji Haber Sitesi

Ayşenur Arslan Günün Köpüğü’nde yazdı: Eyyy TÜSİAD…

Ben masama dönerken Aydın Bey kafenin müdürünü çağırıp talimat verdi: “Ayşenur Hanım geldiğinde katiyen para alınmayacak. Yukarda, otelde kalmak isterse de Ahmet Hakan’ın odasını verin..” O gün böyle öğrenmiştim Ahmet Hakan’ın forsunu!Bugün yazısını ...

Ben masama dönerken Aydın Bey kafenin müdürünü çağırıp talimat verdi: “Ayşenur Hanım geldiğinde katiyen para alınmayacak. Yukarda, otelde kalmak isterse de Ahmet Hakan’ın odasını verin..”

O gün böyle öğrenmiştim Ahmet Hakan’ın forsunu!
Bugün yazısını okurken aklıma geldi.

Her satırı gerçeği yansıtan ifadeler için “gerçeğe aykırı bilgi yayma” iddiasıyla TÜSİAD YİK başkanı hakkında soruşturma açıldı ya. Ahmet Hakan TÜSİAD dosyasını / arşivini açıvermiş.

TÜSİAD’ı savunacak değilim. Bugünlere gelirken, Türkiye tek adam rejimine teslim edilirken sustular. Hatta iltifatlar sıraladılar. Ne var ki onları onlara rağmen korumak gerekiyor. Zira, mesele geliyor adalete dayanıyor. Suçlamaların biri de “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs”. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç konuyla ilgili konuşurken TÜSİAD İÇİN “maalesef sicilinin bozuk olduğunu hepimiz milletçe hatırlıyoruz” deyiverdi. Bir siyasetçi ve adalet bakanı olarak asla dememesi gerektiğini.. Bu sözlerin doğrudan yargıyı etkilemeye teşebbüs olduğunu muhtemelen bildiği halde.

İktidarın sicilini yazmaya gerek yok. Saray sözcüleri “Enflasyon düşüyor.. Halkımızı enflasyona ezdirmeme sözümüzü tutuyoruz” dediğinde milleti boşuna hafakanlar basmıyor.

“Açın doğalgazı.. Kökleyin” diyenlere ise artık gülen bile yok.

Ama ille gülmek istiyorsanız Ahmet Hakan’ın Gabar petrolünü koklamasını.. Erdoğan’ın bir canlı yanında Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi’ye onun üzerinden ayar vermesini.. “ Vallahi Abdülkadir Bey köşenden gereğini yapacaksın. Ahmet Bey (Hakan) gereğini yapıyor… ” diye durumu gözler önüne sermesini hatırlayın yeter.

Elhak Ahmet Hakan her devir gereğini yapmıştır.

Bu sayede de siyasi İslamcıların mahallesinden Nişantaşı kafelerine geçiş yapabilmiştir. Eski mahallesinden tümüyle kopmadan elbette.

Ahmet Hakan’dan sık bahsetmem, onun tipik bir işgal günleri gazetecisi hatırlatmasından. “İşgal altında mıyız” diye soracak olanlara Gaziantep’e bir bakmalarını öneririm.

Tek dertleri çoluk çocuğuna insan gibi bir yaşam sağlayabilmek olan tekstil işçileri anayasal haklarını kullanarak greve kalkışınca şiddetle karşılaştılar. Sendika başkanı da, kim bilir nasıl bir gerekçe yaratılarak gözaltına alındı. Neyse ki yaşananlar kışla sürede kamuoyunda öyle bir tepki yarattı ki birkaç saat içinde serbest bırakıldı.
Gün işte bu iki uç gelişmeyle köpürdü.
Bir yandan “darbeci” muamelesi yapılan patronlar.
Diğer yanda “ bana bu zenginliği Allah verdi” diye işçilerin üzerine yürüyen AKP milletvekili patron ve yandaşları.
Artık kendileri de inkar etmiyor.
Eğer Erdoğan’dan yana isen her suç mübah.
Aksi halde.. Bir gün Gaziantep’ten gelen bu fotoğraftaki işçiler gibi kendini tellerin, demir parmaklıkların arkasında bulursun!!
Tabii devran dönene kadar!!