Ülker Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker bu yıl gitmediği Davos’u, bizzat orada bulunan Ali Ülker ve Ülker’in Pladis CEO’su Salman Amin Bey’den aldığı bilgilerle analiz etti

Murat Ülker’in yazısı özetle şöyle:
“Bu yıl Davos’un konusu “Güveni Yeniden İnşa Etme” (rebuilding trust) idi. Yani aslında odaklandığı konu bir güven krizinin olduğu idi. Yine Ali Ülker Bey ve pladis CEO’muz Salman Amin Bey Davos’a katıldılar. Sonra Ali Bey Yıldız Holding yöneticilerine çok kapsamlı, etkileyici bir “Davos İzlenimleri” sunumu yaptı, çok yararlı oldu. Konferansın önemli toplantılarını online izleyen arkadaşlarımla yine bir tartışma toplantısı düzenledim. Bu sefer farklı bir şey yapıp Le Monde’dan McKinsey’e, BBC’den The Economist’e ve Türkiye’den Davos’a katılarak yorumlarını paylaşan Sabancı Holding CEO’su Cenk Alper ve Tanyer Sönmezer’e ait izlenimleri okuyarak; bir potpori özet yaptım ve kendi izlenimlerimi oluşturdum. Tüm kaynakları aşağıda verdim. Bugün sizle paylaşıyorum.

DAVOS ÖNEMLİ BİR PLATFORM

Davos etkili mi değil mi, dünya kamuoyunda gündem oluşturabiliyor mu, tartışmalarını bir yana bırakmak gerektiğini düşünüyorum. 54. Davos, yapay zekanın vaatleri veya dezavantajlarından küresel ekonomiyi gölgeleyen siyasi risklere kadar kurumsal dünyada konuşulan birçok konu; bir yanda umutlar, bir yanda kaygılar konuşulsa da, önemli bir platform; mesela bu yıl son iki yıldır dünyadan daha çok sayıda devlet adamı ve siyasetçi Davos’a katıldı, önemli açıklamalarda bulundu (350 hükümet lideri ve bakan ile 80 ulusal güvenlik liderinin de aralarında bulunduğu 3.000 delege).
Filistin topraklarındaki İsrail’in “orantısız” müdahalesi Ukrayna-Rusya savaşınn aksine halının altına süpürülse de, platformda konuşulanlar ve konuşulamayanlar dünya iş, devlet ve siyasi kamuoyunun trendlerini bize sunuyor ve yakından takibi hak ediyor.
(….)

YÜZDE 28’İ KADINDI

• Davos’ta bir araya gelen 350 devlet ve hükümet başkanı ile bakanın da aralarında bulunduğu toplam 3bin katılımcının yaklaşık yüzde 28’si kadındı. Bunun Davos’un 54 yıllık tarihinde önemli bir dönüm noktası olduğuna işaret edildi.
• IMF’nin 2024 için küresel büyüme tahmininde bir düşüş öngördüğünü hatırlatalım. Büyümenin yüzde 3 ün altına düşmesi ve beklentinin bu civarda olması dünyada fakirlik ve genç işsizliğin artacağına işaret ediyor.
• Dijital ticaret, global ticaretin yüzde 15’i ve hızla büyümeye devam ediyor.
• Global ticaret büyümesi ise geçen yıl sadece yüzde 0,8 oldu, bu yıl ise daha iyimser yüzde 3,3 tahmini var lakin son jeopolitik gelişmeler nedeniyle iyimserliğimiz azalmış durumda ama her halükarda geçen seneden daha iyi olacağı düşünülüyor.
• Teknoloji sektöründe start up’ların çoğu karlı değil ve birçoğu finansman bulmakta zorlanacak. Risk sermayesi şirketleri, artık sermaye maliyetinin yüksek olduğu bir ortamda yatırımları daha iyi değerlendirmek zorunda.
• Ekonomi uzmanları ve yöneticilerin büyük çoğunluğu özel görüşmelerde 2024’te ABD’de bir resesyon beklemediklerini söyledi.
• Genel olarak Kuzey Amerikalı ve Avrupalı tüketicilerin mali durumu iyi. Lüks harcamalar tüm zamanların en yüksek seviyelerinde. Ayrıca petrol zengini Basra Körfezi’nden bol miktarda sermaye geliyor ve bu varlık fiyatlarının yükselmesine neden oluyor.
• Global ekonomik kriz sırasında kullanılan faiz indirimi gerekliydi ancak her zaman bu araca güvenmemek lazım. Enflasyonun düşük de olsa sürüyor olması büyümek için sağlıklı bir ortam, ama süratle yükselebilir.
• Birçok panelde fosil yakıtların kullanımının sonlandırılmasına odaklanıldı. Shell, Total ve Aramco, petrol ürünlerinde karbon salınımının azaltılmasına nasıl yardımcı olabileceklerini tartışmak üzere bir araya geldiklerini açıkladılar.
• Washington şu anda bütçesinin yüzde 18’ini borç ödemesine harcıyor ve bu da harcama kesintilerini zorunlu kılabilir; Çin’de ekonomik beklentiler düşerken emlak piyasası da geriliyor. Küresel GSYİH’nın üçte birini oluşturan bu iki ekonomi bu haldedir.
• Bu yıl Endonezya’dan Hindistan’a ve Pakistan’dan Avrupa Birliği’ne, Britanya’dan Meksika’ya ve ABD’ye kadar 50 ülkede seçim var. Ama dünya hâlâ salgının yaralarını sarabilmiş değildir.
• Tarihçi Niall Ferguson dünyanın mevcut ruh halini, 1920lerin Yaldızlı Çağı ile karşılaştırdı. Gelir eşitsizlikleri arttıkça, hem sağ hem de soldaki popülizm arttı. Pandemi birçok insanın kurumlara olan güvenini sarsmıştı ve yeni nesilde gelecek endişesi var.

Teknoloji – Yapay Zeka
• Geçen yıl Davos’ta panellerde kripto tartışmaları çok hakimdi. Bu yıl ise yapay zeka mahallenin havalı çocuğu oldu.
• Yapay Zeka tartışmalarının tonu kötümser olmaktan ziyade iyimserdi. YZ üretkenlik artışı ve yeşil büyüme potansiyeliyle öne çıkıyor.
• Daha önce yapay zekanın insanlığın yok olmasına yol açabileceği konusunda uyarılarda bulunan bir grubun üyesi olan OpenAI CEO’su Sam Altman hafta boyunca yapay zekanın “dünyayı hepimizin düşündüğünden çok daha az değiştireceğini” söyledi.
• Ama Bill Gates, Davos’taki kitleye yapay zekanın etkilerinin internetin icadından daha büyük olacağını düşündüğünü söyledi. Tartışmalar üç büyük bulut sağlayıcısı Amazon, Microsoft ve Google’ın gücüne ve bunların yapay zekanın yegane yakıtı olan “veri” üzerindeki hakimiyetine odaklandı.
• Uluslararası Para Fonu (IMF) yapay zekanın bölgeler ve nesiller arasında yarattığı ekonomik eşitsizlikler konusunda uyarıda bulundu.
• Özellikle Avrupalı liderler, inovasyonu yavaşlatsa bile yapay zeka düzenlemesi niyetlerini vurgularken, ABD ve İngiltere daha hoşgörülü bir yaklaşımı benimsiyor ve yanlış adımları düzeltmeyi tercih ediyor. (…)
Murat Ülker’in yazısındaki “İklim Değişikliği” başlıklı bölümde ise özetle şu ifadeler yer aldı:
• Biyolojik çeşitliliğin azalması çok ciddi tehdit.
• Bilim adamları iletişim becerileri düşük insanlar ve bazıları da gizemli olmayı seviyorlar. İletişim kurmayı öğrenmeliyiz.
• Yapay zekadaki tüm gelişmelerin heyecanı ve jeopolitik kaygıların yanında, Davos’ta iklim sorunlarının önemi azalmıştı sanki. Artık herkes sorunu kabul etmiş, projeler konuşuluyor. Adet olarak daha fazla karbondan arınma projelerinin uygulamaya konması ve bu husustaki engeller konuşuldu. (…)
• Faiz oranlarının yükseldiği bu dönemde, özellikle dünyanın 2030 yılına kadar kapasiteyi üç katına çıkarmayı hedeflediği yenilenebilir enerjide daha iyi getiri oranlarının gerekli olduğu konuşuldu. Ama kanuni düzenlemeler ve toplumun buna direnişi bu büyümeyi engellediği için bu kolay olmayacak. Ekonomist Mariana Mazzucato, “Belki de iklim değişikliğinin savaş kadar acil bir şekilde ele alınması gerekiyor.” dedi.
• İklim değişikliği için küresel bir karbon vergisi uygulanması ve gelişmekte olan ülkelerde temiz enerjiye geçiş için teşvikler sağlanması gerekiyor. Ancak bu 2014 Paris Antlaşması sonrasında yani daha önce denendi ve başarılı olmadı.
• Dünya, özellikle milyonlarca kişinin şehirlere göç ettiği gelişmekte olan ülkelerde, önümüzdeki 25 yıl içinde Çin’in konut stokuna eşdeğer miktarda konut ekleme yolunda ilerliyor. Yalnızca Hindistan her yıl başka bir Chicago şehri eşdeğerini ekliyor. Binaların inşası ve kullanımı dünyadaki emisyonların yüzde 26sını oluşturmaktadır. Öncelikle ısıtma ve soğutma sistemlerimizi değiştirmemiz gerekiyor. Ancak tüm yeni binaların yapı malzemelerini yani tuğlaları, betonu, camı ve çeliği de dönüştürmemiz gerekiyor.
• Uluslararası ticaretin yüzde 90ı deniz taşımacılığı ile yapılıyor. 2030 yılına kadar okyanusların %30unu koruma altına almalıyız.
• Deniz nakliyatında karbonsuzlaştırma sağlayıp yeşil shippinge geçmemiz lazım. Rotaları ekosistemi koruyacak şekilde yeniden düzenlemek, plastiklerden arınmak ve yenilenebilir enerjiye yönelmek bunlardan birkaçıdır.
• Gıda üretimi, küresel sera gazı emisyonlarının %30undan, tatlı su kullanımının %70inden ve tropikal ormansızlaşmanın %80inden sorumludur. 2030 yılına kadar 500 milyondan fazla nüfus artışı öngörülen bir dünyada, devletlerin çiftçileri için, üretim finansmanında yeni yollar bularak, “iklim dostu” tarıma geçmeye zorlayacakları konuşuldu.
(…)

ZENGİNLER VE BELKİ MUKTEDİRLER…

Davos’ta iyimserlik hakimdi. Ben de açıkçası her türlü olumsuzluğa rağmen iyimserim. Bu yıl birçok ülkede, çok fazla insan seçimlerde oy kullanacak. İnsanlar “güven” talep ediyor. Güvenin bir ölçüsü olan küresel ticaret artıyor. Yeter ki insanlık Gazze’de olduğu gibi ölmesin, zenginler ve belki de muktedirler, dünyaya hak, adalet, eşitlik vadederken sadece bazı ülke/bölgeleri kastetmesinler. Vurdumduymaz olmasınlar, hakperest olsunlar.
patronlardunyasi.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir